Bilindiği üzere icra hukukumuzda, alacaklının alacağına kavuşması amacıyla başvurabileceği bazı usul ve müesseseler bulunduğu gibi borçlunun da bunlara karşı koyabilmesinin usul ve esasları pozitif olarak düzenlenmiştir. En genel şekilde ifade etmek gerekirse alacaklı, alacağına kavuşmak amacıyla borçlu aleyhine bir icra takibi ikame etmekte; buna karşılık borçlu da borcun ve icra takibinin niteliğine göre itiraz, şikayet
Adi Şirket ortaklarının şahsi alacaklıları, ancak borçlu ortağın tasfiye sonundaki payından faydalanabilir ve bunun üzerine haciz uygulayabilir; ortakların şahsi borçlarından şirket mallarının haczi caiz değildir. Nitekim Danıştay da bir kararında ortakların şahsi alacaklılarının, ortaklığa ait malları haczedemeyeceklerini şu ifadelerle açıklamıştır: Danıştay 4. Dairesi “…Anonim Şirketi ile …. Limited Şirketinden oluşan adi ortaklığın ortaklarından olan ….
İşverenin işçiye yaptığı iş karşılığında yaptığı ödemeyi, bütün vergi ve kesintilerle beraber gösteren ve işçinin çalıştığı süre boyunca sistematik ve dönemsel olarak düzenlenen belgeye maaş bordrosu veya ücret bordrosu adı verilir. Maaş bordrolarında işçi ücretinden yapılan tüm kesintiler ve bunların oranlarının yanı sıra, işçiye yapılan ek ödemeler de gösterilir (fazla mesai ücreti vb. gibi). Ücret Bordrosu İş Kanunu‘nun 37. Maddesinde
Ketmi Verese Nedir? Ketmi verese, gerçekte miras hakkına sahip olan bir kimsenin, mirasçılık sıfatı gizlenerek veya yok sayılarak, diğer mirasçılar tarafından mirasın paylaşılması ve intikalinin sağlanması hallerinde meydana gelen hukuki durumdur. Ketmi verese hukuksal nedenine dayanan davalar ise, mirasçılık hakkı bu şekilde gasp edilen mirasçının, miras payını almak için ikame ettiği davalara uygulamada verilen addır. Ketmi
Ticari Suçlar olarak nitelendirilen ve cezai yaptırıma bağlanmış olan fiiller genel olarak Türk Ticaret Kanunu’nun 562. Maddesinde düzenlenmiştir. Türk Ticaret Kanunu’nun 562. maddesinde ve bu madde dışındaki diğer hükümlerinde suç olarak kabul edilen fiiller ve bunların cezaları şu şekilde özetlenebilir: YENİ TÜRK TİCARET KANUNU’NUN 562. MADDESİ İLE SUÇ OLARAK KABUL EDİLEN FİİLLER Suç Olarak Kabul
Belirsiz alacak davası,7251 sayılı hukuk muhakemeleri Kanunu’nun 107. Maddesi ile düzenlenmiş olup, davanın ikame edildiği anda alacağın veya dava değerinin belirlenmesinin objektif olarak imkânsız olduğu hallerde davacıya, hukuki ilişkiyi belirterek asgari bir bedel üzerinden belirsiz alacak davası açma imkânı tanınmıştır. Belirsiz alacak davasının açılması ile birlikte, daha sonra belirli hale gelecek olan alacağın tamamı için
Uyuşmazlığın Hukuki Niteliği Bakımından Uygulamada, elbirliği mülkiyetine konu olan taşınmazların, ortaklardan biri tarafından kiraya verilmesi ve diğer ortakların açık veya zımni olarak kira akdine rıza göstermiş olmaları halinde, kira gelirlerinin tek bir ortak tarafından tahsil edilerek diğer ortak/ortaklarla paylaşılmaması hallerinde görülen davaların ecrimisil davası olarak nitelendirildiği sıklıkla görülmektedir. Oysa ki gerek kanun gerek ise Yargıtay
Ticaret hukuku, hukukun, ticaretle ilişkili tüm mevzuatı kapsayan bir alt dalıdır. İşletmeler, tacirler ve bireyler arasındaki ticari ilişkileri, alışverişi ve tarafların haklarını düzenler. Ticaret Hukuku hükümleri ülkemizde temel olarak Ticaret Kanunu’nda toplanmıştır. Ayrıca Sermaye Piyasası Hukuku, Banka Kartları ve Kredi Kartları Hukuku, Deniz Ticaret Hukuku, Sigorta Hukuku (sosyal sigorta hariç) diğer ticaret hukuku konularıdır. Türk Ticaret Kanunu’nda 6
- 1
- 2







