Miras bırakanın ölümü ile birlikte, geride kalan malvarlığında mirasçılar el birliğiyle malik olur ve borçlardan da müteselsilen sorumlu olur. Mirasın reddi, miras bırakanın geride bıraktığı mal varlığının bir bütün halinde kabul edilmediğinin beyanından ibarettir. Ancak ret beyanı bazı yasal koşullara tabi tutulmuştur. Yasal mirasçılar mirası ret hakkına sahip olduğu gibi, atanmış mirasçılar da mirası reddedebilir. Miras bırakanın öldüğü tarihte ödemeden aczi açıkça belli ise veya resmen tespit edilmişse, miras hükmen reddedilmiş sayılır. Mirasın hükmen reddine ilişkin davalarda Yargıtay kararlarına göre, terekenin açıkça borca batık olup olmadığının özellikle değerlendirilmesi gerekmektedir.
Bazı mirasçılar, mirası reddedemez. Bu mirasçılar; ret süresi sona ermeden “mirasçı” sıfatıyla tereke işlemlerine karışmışsa, terekenin olağan yönetimi niteliğinde olmayan işlemler yapmışsa, miras bırakanın işlerinin yürütülmesi için gerekli olanın dışında işler yaparsa, tereke mallarını gizler veya kendine mal ederse mirası reddedemez. Malvarlığı borcuna yetmeyen mirasçı alacaklılarına zarar verme kastıyla mirası reddederse, alacaklılar veya iflas idaresi, şayet kendilerine yeterli güvence verilmezse, ret tarihinden itibaren 6 ay içinde reddin iptali için dava açabilir. Şayet mahkemece ret iptal edilirse, miras resmen tasfiye edilir. Bu tasfiye neticesinde eğer ki reddeden mirasçının payına bir şey düşerse bu miktardan, önce itiraz eden alacaklı olmak üzere alacaklıların alacakları ödenir. Buradan arta kalan değerler ise, şayet ret geçerli olsa idi bundan yararlanacak mirasçılara verilir.